Reform Ya Da Devrim, Rosa Luxemburg'un en önemli eserlerinden biridir ve sosyalizm üzerine klasik bir tartışmadır. Kitap, 1900'lerin başında yayınlanmış olup, revizyonizm akımına karşı keskin bir eleştiri sunar. Luxemburg, bu eserinde, Eduard Bernstein'ın sosyalizmin parlamenter yollarla ve reformlarla elde edilebileceği yönündeki görüşlerine karşı çıkar. Ona göre, kapitalizm, temel çelişkileri nedeniyle kaçınılmaz olarak krizlere yol açar ve bu krizler, ancak devrimci bir dönüşümle aşılabilir. Reformların, kapitalizmin temel yapısını değiştiremeyeceğini ve devrimin önünü açmak yerine onu engelleyebileceğini savunur. Kitap, sosyalist hareket içindeki taktiksel farklılıkları ve devrim ile reform arasındaki ilişkiyi derinlemesine inceler. Luxemburg, devrimin, işçi sınıfının bilinçlenmesi ve örgütlenmesiyle doğrudan ilişkili olduğunu vurgular. Reformların, işçi sınıfının yaşam koşullarını iyileştirebileceğini kabul etmekle birlikte, bunların kapitalizmin temel çelişkilerini ortadan kaldırmayacağını ve nihai kurtuluşun ancak devrimle mümkün olacağını savunur. Kitap, sosyalist teoriye önemli katkılar sunarken, aynı zamanda 20. yüzyılın başlarındaki sosyalist hareketin iç dinamiklerini ve tartışmalarını anlamak için de önemli bir kaynaktır. Luxemburg, bu eserinde, kapitalizmin yapısal sorunlarını ve bunların sosyalist hareket üzerindeki etkilerini analiz eder. Ayrıca, devrimci mücadelede işçi sınıfının rolünü ve önemini vurgular. Kitabın temel teması, kapitalizmin reformlarla dönüştürülemeyeceği ve sosyalizme ulaşmanın tek yolunun devrim olduğu tezidir. Luxemburg, bu tezi desteklemek için tarihsel ve ekonomik argümanlar kullanır, kapitalizmin içsel çelişkilerini ve bunların kaçınılmaz sonuçlarını analiz eder. Kitabın hedef okur kitlesi, öncelikle sosyalist hareketin içindeki aktivistler, teorisyenler ve entelektüellerdir. Ancak, sosyalizm, kapitalizm ve devrim üzerine düşünmek isteyen herkes için de önemli bir kaynaktır. Reform Ya Da Devrim, aynı zamanda, sosyalist düşünce tarihine ilgi duyan ve bu alanda daha derinlemesine bilgi edinmek isteyenler için de bir başvuru noktasıdır. Kitap, günümüzde de sosyalist ve sol düşünce çevrelerinde tartışılmaya ve okunmaya devam etmektedir. Kitap, devrimci mücadele, işçi sınıfının rolü, kapitalizmin analizi ve reformların sınırları gibi konularda önemli tartışmalar başlatmıştır. Benzer kitaplar arasında Karl Marx ve Friedrich Engels'in Komünist Manifesto'su, Vladimir Lenin'in Ne Yapmalı? kitabı ve Leon Troçki'nin Devrim Tarihi gibi eserler sayılabilir. Bu eserler de, devrimci teori ve pratik üzerine önemli katkılar sunmaktadır.

Rosa Luxemburg, 1871'de Polonya'da doğmuş, Alman sosyalist teorisyen ve devrimcidir. Hayatı boyunca sosyalizm mücadelesine adanmış, işçi sınıfının hakları ve özgürlükleri için mücadele etmiştir. Luxemburg, Marksist teorinin önemli bir yorumcusu ve geliştiricisi olarak kabul edilir. Yazıları, kapitalizmin analizi, devrimci strateji ve işçi sınıfının rolü üzerine yoğunlaşır. Yazım üslubu keskin, analitik ve polemiktir. Karmaşık teorik konuları anlaşılır bir dille ifade etme yeteneğiyle tanınır. Önemli eserleri arasında Reform Ya Da Devrim'in yanı sıra, Birinci Dünya Savaşı üzerine yazdığı Junius Broşürü ve Kapital Birikimi üzerine yazdığı eserler bulunur. Bu eserler, onun Marksist teorideki derinliğini ve kapitalizmin eleştirisindeki ustalığını gösterir. Luxemburg, aynı zamanda, sosyalist hareket içindeki farklı akımlara karşı eleştirel bir yaklaşım sergilemiş ve devrimci mücadelede farklı stratejiler önermiştir. Aldığı ödüller olmasa da, düşünceleri ve eylemleriyle sosyalist hareket üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Yaşadığı dönem, Avrupa'da büyük sosyal ve politik değişimlerin yaşandığı bir dönemdi. Sanayi Devrimi'nin etkileri, işçi sınıfının yükselişi, kapitalizmin yayılması ve emperyalizmin yükselişi gibi faktörler, Luxemburg'un düşüncelerini şekillendirmiştir. Aynı zamanda, Rus Devrimi'nin arefesinde ve sonrasında yaşanan olaylar, onun devrimci görüşlerinin gelişmesine katkı sağlamıştır. Luxemburg, savaş karşıtı duruşu ve devrimci mücadelesi nedeniyle defalarca tutuklanmış ve hapsedilmiştir. 1919'da, Spartakist ayaklanma sırasında, Karl Liebknecht ile birlikte öldürülmüştür. Ölümü, sosyalist hareket için büyük bir kayıp olmuş ve düşünceleri, günümüzde de sosyalist ve sol düşünce çevrelerinde tartışılmaya devam etmektedir.