Philip K. Dick'in başyapıtlarından biri olarak kabul edilen "Valis", bilim kurgu edebiyatının sınırlarını zorlayan, felsefi derinliği ve kişisel deneyimlerle örülü karmaşık bir eserdir. Kitap, ana karakterimiz Horselover Fat (yazarın alter egosu) ve onun gizemli bir bilgi kaynağı olan "VALIS" (Vast Active Living Intelligence System) ile kurduğu ilişkiyi merkeze alır. Fat, yaşadığı gerçeklikten şüphe duyar ve dünyayı kontrol eden daha büyük bir gücün varlığına inanır. Bu inanç, onu, VALIS'in mesajlarını anlamaya ve insanlığın kurtuluşu için bir yol bulmaya yöneltir. Kitap, Dick'in kendi hayatındaki mistik deneyimlerinden ve gnostik felsefeden derin izler taşır. Yazar, gerçeklik, algı, din ve teknoloji arasındaki ilişkiyi sorgular. "Valis", sadece bir bilim kurgu romanı olmanın ötesinde, varoluşsal bir sorgulama ve spiritüel bir arayıştır. Kitap, okuyucuyu, kendi gerçekliklerini ve inançlarını sorgulamaya davet eder. Roman, Fat'in, VALIS'ten gelen sinyalleri yorumlamaya çalışırken yaşadığı sanrılar, rüyalar ve vizyonlar aracılığıyla ilerler. Bu süreçte, Fat, çeşitli karakterlerle tanışır ve farklı felsefi akımlarla etkileşime girer. Kitapta, müzik (özellikle klasik müzik), edebiyat ve felsefe önemli bir yer tutar. Dick, bu unsurları, romanın temalarını derinleştirmek ve okuyucuya farklı perspektifler sunmak için kullanır. Romanın temaları arasında, gerçekliğin doğası, insan bilincinin sınırları, tanrı kavramı, teknoloji ve insanlık arasındaki ilişki, ve kurtuluş arayışı yer alır. "Valis", okuyucuyu, gerçeklik ve yanılsama arasındaki ince çizgide bir yolculuğa çıkarır. Kitap, okuyucuyu, kendi gerçekliklerini ve inançlarını sorgulamaya davet eder. Kitabın hedef okur kitlesi, felsefe, bilim kurgu ve edebiyatla ilgilenen, derin düşünmeyi seven ve farklı bakış açılarına açık olan okuyuculardır. "Valis", zorlu bir okuma deneyimi sunsa da, sunduğu derinlik ve zenginlik ile okuyucularını büyülemeyi başarır. Kitaba benzer eserler arasında, Dick'in diğer romanları olan "Ubik", "Do Androids Dream of Electric Sheep?" ve "A Scanner Darkly" sayılabilir. Ayrıca, William Gibson'ın "Neuromancer"ı ve Neal Stephenson'ın "Snow Crash"ı gibi siberpunk türündeki eserler de "Valis" ile ortak temalar paylaşır. Bu kitaplar, gerçeklik, teknoloji ve insanlık arasındaki karmaşık ilişkiyi farklı açılardan ele alır.

Philip K. Dick, 20. yüzyılın en özgün ve etkili bilim kurgu yazarlarından biridir. 1928'de Chicago'da doğan Dick, hayatı boyunca sıradışı deneyimler yaşamış ve bu deneyimlerini eserlerine yansıtmıştır. Yazarlık kariyerine 1950'lerde başlayan Dick, kısa sürede bilim kurgu dünyasında tanınan bir figür haline gelmiştir. Yazım üslubu, gerçeklik ve yanılsama arasındaki ince çizgiyi sorgulayan, felsefi derinliği olan ve psikolojik öğelerle bezeli eserlerden oluşur. Dick'in eserleri, genellikle distopik bir gelecek tasvir ederken, insan doğası, teknoloji ve varoluşsal sorunlar üzerine yoğunlaşır. Yazar, eserlerinde, gerçeklik kavramını sürekli sorgular ve okuyucuyu, kendi gerçekliklerini sorgulamaya davet eder. Dick'in en önemli eserleri arasında "Do Androids Dream of Electric Sheep?" (Bıçak Sırtı filminin temelini oluşturur), "Ubik", "The Man in the High Castle" (Yüksek Şatodaki Adam) ve "A Scanner Darkly" sayılabilir. Bu eserler, Dick'in yaratıcılığının ve felsefi derinliğinin en iyi örnekleridir. Dick, hayatı boyunca çeşitli ödüller kazanmış, ancak eserlerinin değeri ölümünden sonra daha iyi anlaşılmıştır. Yazarın eserleri, birçok farklı dile çevrilmiş ve sinemaya uyarlanmıştır. Philip K. Dick, 1982'de, 53 yaşındayken, felç sonucu hayatını kaybetmiştir. Ancak mirası, bilim kurgu edebiyatını derinden etkilemeye devam etmektedir. Dick'in eserleri, günümüzde de popülerliğini korumakta ve farklı disiplinlerden araştırmacılar tarafından incelenmektedir. Yazarın eserleri, sadece bilim kurgu severler için değil, aynı zamanda felsefe, sosyoloji ve psikoloji ile ilgilenenler için de önemli bir kaynaktır. Dick'in eserleri, modern insanın karmaşık dünyasını anlamak için önemli bir pencere sunar.