Lugat-ı Garibe-i Türkî'nin İlk Argo Sözlüğü, A. Fikri imzasıyla yayımlanmış, Türkçenin ilk kapsamlı argo sözlüğü olma özelliğini taşıyan önemli bir çalışmadır. Kitap, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında İstanbul'da konuşulan argo kelimeleri, deyimleri ve ifadeleri derleyerek, o dönemin toplumsal hayatına ve diline ışık tutar. Sözlük, sadece dilbilgisel bir çalışma olmanın ötesinde, aynı zamanda dönemin sosyal, kültürel ve siyasi atmosferini yansıtan bir aynadır. Kitapta yer alan kelimeler, genellikle o dönemde toplumun alt kesimlerinde, özellikle de sokaklarda, hapishanelerde ve çeşitli marjinal çevrelerde konuşulan argoyu temsil eder. Bu argo kelimeler, dönemin toplumsal dinamiklerini, gizli kalmış öykülerini ve farklı yaşam tarzlarını anlamak için önemli bir kaynak sunar. Sözlüğün içeriği, sadece kelimelerin anlamlarını vermekle kalmaz, aynı zamanda bu kelimelerin kökenlerini, kullanımlarını ve o dönemdeki sosyal bağlamlarını da açıklar. Kitapta, argo kelimelerin yanı sıra, bu kelimelerin kullanıldığı deyimler, atasözleri ve halk arasında yaygın olan çeşitli ifadeler de yer alır. Bu da okuyucuya, sadece kelime dağarcığı hakkında değil, aynı zamanda o dönemin kültürel dokusu hakkında da bilgi verir. Kitabın teması, dilin toplumsal hayatla olan ilişkisi, değişimi ve farklılaşmasıdır. Argo, toplumun dışlanmış kesimlerinin dili olarak görülse de, aynı zamanda toplumsal değişimin, direnişin ve kimlik arayışının da bir ifadesidir. Kitap, bu bağlamda, dilin gücünü ve çeşitliliğini gözler önüne serer. Lugat-ı Garibe-i Türkî'nin İlk Argo Sözlüğü'nün hedef okur kitlesi, dilbilimciler, tarihçiler, sosyologlar, edebiyatçılar ve Türk dili üzerine araştırmalar yapan akademisyenlerdir. Ayrıca, Türk argosuna ilgi duyan, farklı kültürleri ve yaşam tarzlarını merak eden, İstanbul'un gizemli dünyasına ilgi duyan herkes için de değerli bir kaynaktır. Kitap, aynı zamanda, Türk edebiyatı, kültürü ve tarihi üzerine yapılan çalışmalara önemli bir katkı sağlar. Benzer kitaplar arasında, Türkiye'de argo üzerine yapılan diğer sözlükler ve araştırmalar, özellikle de İstanbul argosu üzerine yapılan çalışmalar sayılabilir. Ayrıca, dünya genelinde farklı dillerdeki argo sözlükleri ve dilbilimsel çalışmalar da bu kitapla karşılaştırılabilecek kaynaklardır. Bu tür çalışmalar, dilin evrenselliğini ve farklı kültürlerdeki yansımalarını anlamak için önemli bir zemin oluşturur. Kitap, aynı zamanda, Türk dilinin zenginliğini ve çeşitliliğini ortaya koyarken, dilin sürekli değişen ve gelişen bir olgu olduğunu da gösterir. Bu yönüyle, dilbilimsel araştırmalara ve kültürel çalışmalara önemli bir katkı sağlar.

A. Fikri hakkında çok fazla doğrudan bilgi bulunmamaktadır. Ancak, Lugat-ı Garibe-i Türkî'nin İlk Argo Sözlüğü'nün yazarı olarak, dönemin İstanbul'unda yaşamış ve Türkçe argo üzerine yoğunlaşmış bir araştırmacı olduğu anlaşılmaktadır. Yazım üslubu, titiz ve detaycı bir yaklaşımı yansıtır. Argo kelimelerini ve ifadelerini toplama, sınıflandırma ve açıklama konusundaki özeni, onun akademik bir disiplinle çalıştığını gösterir. Eserleri arasında, bilinen tek eseri olan Lugat-ı Garibe-i Türkî'nin İlk Argo Sözlüğü bulunmaktadır. Bu sözlük, onun dilbilim alanındaki uzmanlığını ve Türk argosuna olan ilgisini ortaya koyar. A. Fikri'nin aldığı ödüller veya akademik unvanları hakkında doğrudan bir bilgi bulunmamaktadır. Ancak, eseri, Türk dili ve kültürü alanında önemli bir katkı sağlamıştır. A. Fikri'nin yaşadığı dönem, 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarıdır. Bu dönem, Osmanlı İmparatorluğu'nun son dönemlerine denk gelir. İstanbul, bu dönemde kültürel ve sosyal açıdan büyük bir değişim yaşamaktaydı. Şehir, farklı kültürlerin ve yaşam tarzlarının bir arada bulunduğu kozmopolit bir yapıya sahipti. Bu dönemde, edebiyat, sanat ve düşünce alanlarında önemli gelişmeler yaşanmış, modernleşme hareketleri hız kazanmıştı. A. Fikri'nin, bu dönemdeki İstanbul'da argo kelimeleri derlemesi ve sözlük oluşturması, onun dönemin sosyal hayatına ve diline duyduğu ilgiyi gösterir. Ayrıca, onun, toplumun farklı kesimlerindeki insanların dilini ve yaşam tarzlarını anlamaya çalıştığı anlaşılmaktadır. A. Fikri'nin çalışmaları, Türk dilinin zenginliğini ve çeşitliliğini ortaya koyarken, aynı zamanda, o dönemin toplumsal hayatına ışık tutmaktadır.